Hayatın nihai hedefi, Satürn’ün sınavını geçebilmektir.
Bu sınavı geçmek, zorlu bir dağın zirvesine tırmanmak gibidir.
Önünde çetin bir yol vardır ama yönün bellidir.
Yola çıkarken heybende egon ve duyguların vardır, yani Güneş’in ve Ay’ın.
Bu tırmanış, benliğini ve iç dünyanı sınayacaktır. Ama bu yolu denemek zorundasındır.

Aşağıdan baktığında, dağ heybetli ve büyüleyici görünür.
Fakat tırmanmaya başladıkça yol ağırlaşır.
Bir noktadan sonra canın yanar.
Üstelik yaz ortasında bile dağ serindir; içini üşütür.

Yürüyüş boyunca bedenine güç veren Mars’tır.
Eğer iyi bir Jüpiter’in varsa şanslısındır; hava soğuk olsa da gökten yağmur inmez.
Venüs çalışıyorsa, tam vazgeçmek üzereyken bir çift gözün bakışıyla yeniden güç bulursun.
Belki de Uranüs sana dostlar getirmiştir ve bu zorlu yolculukta yalnız yürümemişsindir.

Zirveye yaklaştığını sandıkça, zirve biraz daha uzaklaşır.
Şimdi sahneye Merkür çıkar.
Çareyi, geri dönenlere “Daha ne kadar kaldı? Çok uzak mı?” diye sormakta bulursun.
Ama kimine göre bir saat, kimine göre iki.
Her bir yolcuğun kendine özgü olduğunu unutur, çelişkili cevaplara sinirlenirsin.

Gücün tükenir.
Duyguların, benliğin altüst olmuştur.
Dağın karşısında küçücük kaldığını hissedersin.
Ama artık öyle bir noktadasındır ki, geri dönemezsin.
Çünkü dönersen, oracıkta donup kalırsın.
Neptün’ün sisleri çevreni kaplamıştır.
Geride bıraktığın manzara artık görünmez;
göz gözü görmez bir hiçlikle baş başa kalırsın.

Kendini sorgularsın:
“Bunca zahmete bu hiçlik için mi katlandım?”
Etekten bakarken hayranlıkla izlediğin o zirvenin şimdi seni küçümsediğini hissedersin.
Kendinden nefret edersin.
Bütün kavgan kendinledir, çünkü bu yolu sen seçtin.
Ya ağlayıp sızlayıp orada kalıp pes edeceksin…
Ya da devam edeceksin. Zirveyi görene kadar.

Ve devam edersin.
Sislerin ardından zirveyi gördüğün o an, gözlerine inanamazsın.
İşte orada durur: Satürn.
Sana bir dağ keçisi olmayı öğretmiştir.
İnatla, azimle, sabırla geldiğin bu noktada artık o keçiden farkın kalmamıştır.
Bu büyük dağın karşısında egon törpülenmiş, alçakgönüllülüğü öğrenmişsindir.
Duygularının efendisisindir artık.
Sen bir keçisindir. Ve gerisi önemsizdir.

Dağdan inerken, ardında bıraktıklarını düşünürsün.
Hayatında neyi değiştirmen gerektiğini fark edersin.
Yenilenmenin zamanı geldiğini hissedersin.
Çünkü şimdi Pluto devreye girmiştir.
Bu, dönüşüm zamanıdır.
Ve sen artık eski sen değilsindir.

Kriminal Astroloji Teknikleri, suç haritalarını çözümlemek isteyen astrologlar ve araştırmacılar için hazırlanmış, Türkçe yazılmış ilk kapsamlı başvuru kitabıdır.

Bu kitap, kaybolan kişiler, faili meçhul cinayetler, şüpheli ölümler ve diğer karmaşık vakalar üzerinde astrolojik analiz yapabilmenin yollarını gösterir. Olay anı haritalarının nasıl okunacağı, fail ve mağdur göstergelerinin nasıl tespit edileceği ve ceset yerinin bulunmasına nasıl yaklaşılabileceği gibi konular, adım adım ve vaka örnekleriyle birlikte ele alınmıştır.

Kitapta yalnızca klasik astrolojiyle sınırlı kalınmaz;
deklinasyonlar, sabit yıldızlar, asteroidler, orta noktalar, antiscia-kontra antiscia gibi ileri tekniklere de yer verilir. Gerçek vaka haritaları üzerinden yapılan açıklamalar, okuyucuya teoriyi pratiğe dökme imkânı sunar.

Bu kitap aynı zamanda, yazarın uluslararası alanda yayımlanan İngilizce kitabı Cosmic Detective’in temelini oluşturmaktadır. Cosmic Detective, bu eserin genişletilmiş ve geliştirilmiş versiyonudur.

Eğer astrolojiyi yalnızca karakter analiziyle sınırlı görmüyorsanız,
onun karanlık sırları da açığa çıkarabileceğine inanıyorsanız,
bu kitap tam size göre.

Astroloji, bazen bir dedektiften daha fazlasını görebilir.
Yeter ki haritaya nasıl bakacağını bilin.